AKP kurucularından ve Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, İstanbul Bebek ve Ümraniye’de cinsel ilişki Esenyurt’ta tacizci olduğu iddia edilen birine yönelik linç girişimi, Galata’da bir kişinin kendini ateşe vermesi olaylarını hatırlatıp “Hayatın olağan akışında olamayacak cinsten. Failleri kim olursa olsun toplumu provoke etme potansiyeli olan bu görüntülerin arkasındaki sebepleri ilk anda kestirmek mümkün değil” düşüncesini dile getirdi.
Böhürler’in “Provokasyonlar…” başlıkla yazısının ilgili bölümü şöyle:
Bazı dönemlerde tanık olduklarımız hayatın olağan akışının dışında gelişir. Anlam veremesek de duygular harekete geçer. Duygular aklıselimi perdeler. Hayret, şaşkınlık, öfke… Ortak duyguları harekete geçiren operasyonların merkezi noktasında yer alırlar. İnsanları tetikleyen ‘kaygı ve endişeler’ olur.
Bebek sahili, Ümraniye, Esenler ve Beyoğlu’nda 31 Mayıs’ta görülen olaylar hayatın olağan akışında olamayacak cinsten. Failleri kim olursa olsun toplumu provoke etme potansiyeli olan bu görüntülerin arkasındaki sebepleri ilk anda kestirmek mümkün değil. Mülahazat hanesi açık tutulacak işler bunlar. Ancak bir gerçek var ki seçimlerin yaklaştığı bu günlerde, ideolojilerin ardından kültürlerin çözüldüğü bir dünyada, değerler, duygular ve kimlik üzerinden yapılan provokasyonlar başka olaylar için tetikleyici rol oynadığı gibi, sabit siyasi zeminleri duygu üzerinden kaygan hale getirebiliyor. Kimilerine taban kaybettiriyor, kimilerine kazandırıyor. İç ve dış etki araçları farklı seviyelerde devreye giriyor. Tam da böyle bir zaman içindeyiz.
Toplumu provoke etmeye yönelik hadiselere en az on kez tanık olmuş yaştayım. Aklıselimin öncelenmesi gereken bir dönemde “itidal ve teenni” kelimelerini hayatımıza daha çok sokmamız gerektiği kanaatindeyim.