Yunanistan’ın, Bozcaada açıklarındaki milletlerarası sularda seyir halindeki saldırdığı Komoros bayraklı “Anatolian” isimli geminin yetkilileri Yeni Şafak’a konuştu. Geminin bağlı bulunduğu şirketin yetkilisi Cengiz Oluc, Somali’den Kastamonu’nun İnebolu ilçesindeki bir tersaneye gitmek üzere seyir halindeyken Yunanistan Kıyı Güvenliği’nin apansız üzerlerine geldiğini, kendilerini durmaya zorladıklarını söyledi.
ULUSLARARASI SULARDAYDIK
Oluc, seyir halindeyken geminin bordasından şiddetli bir ses duyduklarını söz etti. Çabucak sese yöneldikleri lisana getiren Oluc şunları söyledi: “Önce Yunan botunun bir adedini gördüm. Sonra ikincisi geldi. Birisi dur diye bağırıyor, birisi silah doğrultuyor, birisi el işaretleriyle dur diyor. Ben radardan ve GPS aygıtından nerede olduğumuzu teyit ettim. Gemimizin gerçek yerde olduğunu görünce Yunanlılarda bizi silah zoruyla durdurmaya çalıştığını fark edip ikinci kaptana seyre devam etmesini, bizi durdurmaya zorladıklarını söyledim. Ben telsizle Kumkale Trafik Denetim İstasyonu’na davet yaptım. Bizi durdurmaya zorladıklarını söyledim. ‘Türk karasularındasınız’ dedi bana trafik istasyonu. Kıyıya yakındık görüş açısı çok uygundu çok net görünüyorduk”
KASITLI OLARAK BİZE ATEŞ AÇTILAR
Yunan kıyı güvenliğinin milletlerarası sularda bulunması gerekiyordu tabirlerini kullanan Oluc şunları söyledi: “Ateş açtılar geminin köprü dediğimiz kısmı isabet aldı. Havaya da ateş açtılar. Sonra geminin altına halat attılar. Halatla geminin etrafında dolaştı ben evvel anlamadım ne yapmaya çalıştığını sonra halat dolamaya çalıştığını anlayınca iki makine gidiyorduk birini boşa aldırdım halat pervaneye dolanıp motora ziyan vermesin diye. Türk botlarının geldiklerini haber aldıklarından itibaren de Türk botlarının gelmesini beklemeyerek kaçtılar. Olağan kaidelerde kimsin, ne yapıyorsun, emelin ne diye sorar yanıt veririm denetime geleceğim der bilgi verir. Durup dururken Yunan istikametinde bile değilken gemiye müdahale edemez. Birinci kere başımıza bu türlü bir şey geldi. Daha evvel Yunanistan’ın yakınlarından da geçtiğimiz olmuştu hiçbir vakit bu türlü bir şey yaşamadık.”
Bu resmen deniz korsanlığı
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan’ın ‘Anatolian’ gemisine yönelik saldısının deniz korsanlığı olduğunu söyledi. Olay sırasında gemide bulunan armatör temsilcisi Cengiz Oluc ile konuştuğunu tabir eden Yaycı, hücumun başladığı sıralarda geminin muhtemelen Türk karasularında olduğunu söyledi.
SALDIRI TÜRK KARASULARINDA
Tek tek sayarak Yunanistan’ın 2007 yılın bu yana emsal hücumlarda bulunduğunu lisana getiren Yaycı şu sözleri kullandı: Yunan Kıyı Güvenliğinin yaklaşık 30 dakika müdahalede bulunduğu kayıt altına alınmıştır. Öteki bir deyişle, taarruzun sona erdiği yaklaşık saat olan 14.00’de gemi çok net net bir formda 6 mil olan Türk karasuları içerisindedir. Yeniden Cengiz Oluc da “Son mevkiimizi denetim için Kumkale Trafik Denetim İstasyonunu telsizle aradım. Türk karasuları içerisinde olduğumuzu söylediler” diyerek taarruzun bittiği noktanın Türk karasuları içerisinde olduğunu teyit etmektedir. Bu taarruzun memleketler arası sularda başlayıp bittiği formundaki resmi açıklamalar olayı kolaya indirgeme, küçültme olur. Bu çok önemli bir ulusal güvenlik ve onur problemidir. Yunan kolluk kuvvetleri, karasularımızın içerisine girerek, Türk vatanının içine girerek silahlı hücum gerçekleştirmiştir! Bu açıkça Türkiye Cumhuriyeti egemenlik alanlarına silahlı saldırıdır! Öbür yandan, velev ki bu atak karasularımız dışında memleketler arası sularda, yani açık denizde oldu ise dahi; bu da çok açık memleketler arası hukukun açıkça ihlalidir. Açık deniz, hiçbir devletin egemenliğine tabi olmayan deniz alanıdır. Açık denizde bir geminin durdurulup arama yetkisinin kullanılabilmesi, muhakkak istisnalar dışında geminin bayrak devletinin yetkisindedir. Münasebetiyle, Yunanistan hukuku, yetki aşımı yaparak çiğnemiştir. Öteki yandan, Yunanistan’ın bu saldırısını deniz haydutluğu olarak tanımlayanlar da vardır, bu da büyük bir yanlıştır. Çünkü; Yunanistan’ın bu yaptığı deniz haydutluğu değil, 1856 Paris Beyannamesi’yle yasaklanan deniz korsanlığıdır zira bu hücum devlet eliyle, devlet gemisi tarafından yapılmıştır. Yunanistan 1856’da yasaklanan deniz korsanlığını hortlatan serseri bir devlettir!
KARŞILIK VERMELİYİZ
Türkiye, Yunanistan eliyle, Batı takviyesiyle savaşa, çatışmaya çekilmek istenmektedir. Türkiye’nin gerekli önlemleri alması gerekir. Ayrıyeten kıyı güvenlik ögeleri ülkenin kendi hükümran alanlarında yetki sahibidir. Bu bir deniz kuvveti ögesi değildir. Bu atak protestolarla görmezden gelinecek bir hadise değildir. Türkiye memleketler arası hukuktan kaynaklanan “misliyle karşılık ve misilleme hakkını” gizli tuttuğunu duyurmalı ve gereğini yapmalıdır. Bu noktada askeri bir müdahaleden bahsetmediğimi vurgulamak isterim. O bizim bir ticaret gemimizi durdurdu ise biz de birebir formda onun iki ticaret gemisini durdurmalıyız. Önüne ateş ettiyse iki ticaret gemilerinin önlerine ateş etmeliyiz. Tıpkı formda misliyle mukabele budur.
Gemi seyrine başladı
Somali’den bakım için yola çıktığı bildirilen Ro-Ro gemisi “Anatolian”, Çanakkale Liman Başkanlığının seyir müsaadesi vermesinin akabinde demir alıp yine seyrine başladı. Yunanistan kıyı güvenlik ünitelerinin, Bozcaada açıklarında taciz ateşi açtığı “Anatolian” isimli geminin, evvelki yıllarda yük gemisine dönüştürülen İsrail’in milletlerarası sularda saldırdığı “Mavi Marmara” olduğu ortaya çıktı. Yunanistan’ın saldırısı ile “Mavi Marmara”, milletlerarası sularda İsrail’in akabinde ikinci kere gaye haline gelmiş oldu.