Yalan yok, birçoğumuzun canı sıkkın şu günlerde, hem memleket hem dünya çok da uyguna gitmiyor sanki… Lakin ortada insanın yüzünü güldüren gelişmeler de olmuyor değil. Aşağıda okuyacağınız röportaj dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için bir ortaya gelmiş gençlerin yapmak istediklerini anlattıkları ve içime umut serptikleri bir röportaj.
Aranızda ‘Bunca dert bitti de sıra tavuklara mı geldi?’ diyen olabilir, varsın olsun. Bence bir yerden başlamak, birilerinin, bir şeylerin güzelliği için hareket etmek kâfi. Nereden başlandığının pek bir ehemmiyeti yok.
Umarım okursunuz, umarım sizin de içinizde bir ferahlık olur. Ve evet, tavuklar da en az bizim kadar özgürlüğü hak ediyorlar!
1. “Kafessiz Türkiye” nedir? Bir dernek mi ? Gönüllülerin oluşturduğu bir küme mu? resmiyeti nedir? Devlet ile irtibat halinde midir? Bunu ayrıntılı bir formda anlatırsanız sevinirim.
Kafessiz Türkiye, yumurtası için hıncahınç kafeslere kapatılan tavukları kurtarmayı amaçlayan bir kampanya. Temelleri 2018 yılında atılan ve birkaç istekli olarak başlattığımız bu oluşum, 2020 yılında kurduğumuz Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği çatısı altında faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Kayıtlı bir dernek olarak faaliyetlerimizi her sene İçişleri Bakanlığına raporluyoruz.
2. Sizler kimsiniz? Toplumsal medya ayağını kim yönetiyor? İşbirliği yaptığınız isimler kimler?
Hayvanların kafeslerde eziyet çekmesine dur demek için bir ortaya gelen, 12 kişilik bir grubuz ancak aslında hayli kalabalığız: 300’den fazla gönüllümüz, kampanyalarımızı imzalayan 100 binlerce destekçimiz var. Takımımızı buradan inceleyebilirsiniz. Çeşitli STK’lar da destekçilerimiz ortasında. Buradan inceleyebilirsiniz.
3. Kafessiz tam olarak ne manaya geliyor? Kafes sisteminin alternatifi ne?
Tavuklar kafes sistemlerinde 1-1.5 yıllık ömürlerinin tamamını hiç güneş görmeden ve toprağa basmadan geçirirler. Bir tavuğa en fazla A4 kağıdı boyutunda bir alanın düştüğü yerlerde kanatlarını açamazlar, tüneyemezler, toprağı eşeleyemezler, kum banyosu yapamazlar, folluk gereksinimlerini karşılayamazlar. Elhasıl temel gereksinimlerinin hiçbirini yerine getiremeden ölürler. Bu sırada çok eziyet çekerler. Mesela kalabalıktan ötürü havada biriken amonyak gazı ( aynı yere dışkıladıkları için oluşan) nedeniyle gözleri ve ciğerleri yanar. Gerilime giren tavuklar birbirlerini yaralamaya başlar, hatta öldürebilirler de.
Alternatif ise: Kümes sistemleri ve free-range (serbest gezen) sistemler alternatifler ortasında. Bunlar elbette dört dörtlük değil fakat hayvanların acılarını çok büyük ölçüde azaltıyor.
4. Şu ana kadar elde ettiğiniz muvaffakiyetler sebep olduğunuz değişimler oldu mu?
2018 yılından bu yana perakende, besin, restoran, otelcilik üzere kesimlerde yer alan çok sayıda dev marka ile görüşmeler yaptık. Kimi markaların yumurta siyasetlerine ait kamuoyunu bilgilendirme kampanyaları düzenledik. Change.org’da düzenlediğimiz kampanyalar yüzbinlerce imza aldı. Şimdiye dek 50’den fazla marka 3 numaralı yumurta kullanmayacağının kelamını websitelerinden verdi. Bunların ortasında Metro Marketleri, Koç Holding, Özsüt, Aslı Börek üzere markalar var. Hatta Dedeman Otelleri, Beyaz Fırın, Akkomarka, Midpoint gibi markalar ileriye dönük taahhütler vermek yerine direkt kafessiz sistemlerde üretilen yumurtaları kullanmaya başlayarak dalda öncü oldular. Gönüllülerimizle birlikte farklı kentlerdeki şubelerinin önünde hareket yaptığımız Starbucks, tedarik ettikleri yumurtaların yüzde 25’ini kafessiz sistemden almaya başladı. Barut, Crystal, Kaya ve Anemon otellerinin kafes yumurtasını terk etmesi için kampanyamız sürüyor, 25 binden fazla tüketici tatilkarnesi.com sitesi üzerinden bu otellerin kafes sistemini terk etmesi için imza verdi, vermeye de devam ediyor.
Bu, dünyanın birçok yerinde muvaffakiyete ulaşmış bir strateji. Örneğin Batı’da düzenlenen emsal kampanyalar sayesinde AB, 2027 yılında kafes yumurtasını tamamen yasaklamaya hazırlanıyor. Brezilya’da en büyük 4 perakendecinin 4’ü de kafes yumurtası kullanmayacağını açıkladı.
5. Vegan olmanın trend haline gelmesi hakkında fikriniz nedir? ya da vejetaryenlik? kafessiz olarak bu sıkıntılarla de alakanız var mı?
Hayvan eziyetinin sonlanmasını hedefliyoruz ve hayvanların çektiği eziyeti azaltan adımları da destekliyoruz. Veganlık ve vejetaryenlik de eziyet çeken hayvan sayısını azaltan değerli adımlar. Bu yüzden bu adımları olumlu buluyoruz. Kendi program alanlarımızda ise tedarik zincirinde milyonlarca hayvan tutan büyük şirketlerin siyasetlerini değiştirmeyi önemsiyoruz. Asıl sorumluluk sahibi olan, güç sahibi ve milyonlarca hayvanı etkileyen büyük şirketler. Onların siyasetlerini değiştirmek tek seferde milyonlarca hayvanın hayatına dokunuyor. Bu programlarımızın hayvanların hayatında ne kadar muazzam kötülükleri ortadan kaldırdığını gören pek çok vegan ve vejetaryenin de takviyesini alıyoruz. Bundan ötürü da memnunluk duyuyoruz.