Garip Akımı Nedir? Temsilcileri ve Özellikleri

Kimilerine göre şiir, edebiyat türleri içerisinde duyguların en yoğun ve en net şekilde anlatıldığı yazı biçimidir. Tanım gereği bir biçime sahip olduğu için de binlerce yıllık şiir geleneğinin sonucu olarak bazı kurallara sahiptir. Ancak şairin işi de bu kuralları yıkmaktır. İşte tam bu düşüncede olan üç Türk şairi, 1940’lı yıllarda Garip akımını başlatarak söz konusu kuralları yıkmak istediler.

Garip akımı aslında zaten o dönem başlamış olan dilde sadelik, serbestlik hareketinin bir yansımasıdır. Tüm dünyada yeni bir dönemin başladığı açık bir şekilde görülürken şiirin bu değişimden uzak kalmamasını savunan üç şair, önce bir dergi ve daha sonra da bir kitap yayımlayarak Türk şiirinin yeni halini duyurdular. Uzun soluklu olmasa bile önemli değişimlerin kapısını aralayan Garip akımı nedir yakından bakalım ve temsilcileri ile öne çıkan özelliklerini görelim.

İçindekiler

Garip akımı nasıl bir dönemde ortaya çıktı?
Garip akımı nedir?
Garip akımının özellikleri nelerdir?
Garip akımının temsilcileri kimlerdir?
Orhan Veli Kanık
Oktay Rıfat Horozcu
Melih Cevdet Anday
Garip akımına yapılan eleştiriler

Garip akımı nasıl bir dönemde ortaya çıktı?

1940’lı yıllara gelene kadar Türk şiiri kalburüstü tabakaya ait bir edebiyat türü olarak kabul ediiyordu. Ölçüler, uyaklar, dörtlükler kullanılarak yazılıyor ve günlük hayattan uzak konular işleniyordu. Bunun tam tersi olarak toplumcu şiir vardı ama bu da alabildiğine şiirsel bir üslup ile yorucu bir anlatım sunuyordu. Yani şiir, halk için değildi.

1940’lı yıllara geldiğimizde ise artık tüm dünya gibi Türk toplumunda da değişimler yaşanıyordu.  Behçet Kemal Çağlar ve Ahmet Kutsi Tecer gibi isimler geleneksel şiir türlerini savunurken Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Külebi, Nazım Hikmet gibi şairler artık serbest ölçüde şiirler yazmaya başlamışlardı. Artık yeni bir akım doğmasının vakti gelmişti.

Garip akımı nedir? Okuyucuyu şüpheye düşüren şiir:

O dönem gencecik üç şair olan Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday; 1930’lu yıllarda Varlık dergisinde ölçüsüz, uyaksız, dörtlüksüz, bayağı şiirsellikten uzak şiirler yayımlıyorlardı. 1941 yılına geldiğimizde bu üç isim, şiirlerini Garip isimli bir kitapta toplayarak yayımladılar. Kitap kapağında bulunan şu cümle Garip akımının özeti gibidir;

“Bu kitap, sizi, alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir” 

Bugün Birinci Yeni olarak da adlandırılan Garip akımını bu kitap ortaya çıkarır. Öyle ki kitapta şiirleri bulunan üç şair artık Garipçiler olarak anılmaya başlarlar. Orhan Veli’nin kitap için yazdığı önsöz, bir nevi garip akımının manifestosu gibidir. Önsözde geçen şu cümle, Garipçilerin şiire bakışını gözler önüne serer;

“Şiir bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır. Yani tamamıyla manadan ibarettir.”

Kitap yayımlandığı andan itibaren hem Nurullah Ataç gibi önemli isimlerden hem de özellikle genç okuyuculardan büyük destek görür. Çünkü şiirin belirli kalıplara sokulması, okuyucuyu rahatsız eden süslere sahip olması ve en önemlisi halkın içinden hikayelere sahip olmaması hem şiir üreticileri olan şairleri hem de şiir tüketicisi olan okuyucuları rahatsız etmiştir.

Maalesef Garipçilerin birlikteliği pek uzun sürmedi. 1945 yılında yayımlanan kitabın ikinci baskısında yalnızca Orhan Veli’nin şiirlerine yer verildi ve şair, ikinci baskı için bir önsöz daha yazdı. Zaman içinde Melih Cevdet ve Oktay Rıfat’ın şiirleri farklı bir yol izledi. Hatta uzmanlara göre Orhan Veli bile daha sonra şiirlerinde farklı bir yol izlemeye başlamıştır.

Garip akımının özellikleri nelerdir?

  • Garipçiler, ölçü ve kafiyeye karşı çıkan eserler vermişlerdir.
  • Süsten uzak, günlük konuşma diline yakın bir üslup kullanmaya çalıştılar.
  • Yapay, süslü, mecazlı bir dil yerine sade ve yalın bir dile önem verildi.
  • Yapısından uzak kalarak halk şiirinin anlatımlarından faydalanıldı.
  • Daha önce şiirde kullanılması hayal bile edilemeyen sözcüklere yer verdiler.
  • Şiirin konusunu gerçek insanlar oluşturdu.
  • Şairlerin yaşama sevinci şiire yansıdı.
  • Kaynağını batı şiirinden aldı.
  • Eski, geleneksel şiirsel söyleyişe karşı çıktılar.
  • Söz ve oyunlarına yer vermediler.

Garip akımının temsilcileri kimlerdir? Tanıyalım:

Orhan Veli Kanık:

13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950 tarihleri arasında yaşamış olan Orhan Veli Kanık, kısa hayatında pek çok şiir, hikaye, deneme, makale kaleme almış ve çeviri yapmıştır. Aruz ve hece ölçülerini reddeden şair, her fırsatta edebi sanatları gereksiz bulduğunu ifade etmiştir. Sıradan insanın hayatını şiire taşımıştır. Eserlerinden bazıları şu kitaplarda toplanmıştır;

  • Garip
  • Vazgeçemediğim
  • Destan Gibi
  • Yenisi
  • Karşı

Oktay Rıfat Horozcu:

10 Haziran 1914 – 18 Nisan 1988 tarihleri arasında yaşamış olan Oktay Rıfat Horozcu, hayatı boyunca pek çok şiirin yanı sıra tiyatro oyunu ve roman da yazmıştır. Garip akımı kurucularından olmasına rağmen 1955 yılından sonra İkinci Yeni şiir akımına dahil olmuş ve bu türde eserler vermiştir. Eserlerinden bazıları şu kitaplarda toplanmıştır;

  • Garip
  • Güzelleme
  • Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler
  • Aşağı Yukarı 
  • Karga ile Tilki 
  • Perçemli Sokak
  • Âşık Merdiveni
  • İkilik
  • Elleri Var Özgürlüğün  

Melih Cevdet Anday:

13 Mart 1915 – 28 Kasım 2002 tarihleri arasında yaşamış olan Melih Cevdet Anday, hayatı boyunca pek çok şiirin yanı sıra tiyatro oyunu, roman, deneme ve makale yazmıştır. Kolları Bağlı Odysseus ile benzersiz bir felsefi şiir akımı başlatmıştır. 1971 yılında, UNESCO’nun Courrier dergisinde kendisinden önemli bir edebiyat adamı olarak bahsedilmiştir. Eserlerinden bazıları şu kitaplarda toplanmıştır;

  • Garip
  • Rahatı Kaçan Ağaç 
  • Telgrafhane
  • Yan yana
  • Kolları Bağlı Odysseus
  • Göçebe Denizin Üstünde
  • Teknenin Ölümü
  • Sözcükler

Garip akımına yapılan eleştiriler:

Geleneksel yapıları yıkan pek çok yenilik gibi Garip akımı da hem döneminde hem de sonrasında yoğun bir şekilde eleştirilmiştir. Gelenekçi şairlere göre Garipçiler, şiiri ayağa düşürmüşlerdi. Toplumcu şairlere göre Garipçiler, burjuva duyarlılığını geliştiriyor ve şiiri yozlaştırıyorlardı. Bugün bile bir edebiyat akademisyeni ile konuşsanız benzer şeyler duyabilirsiniz.

Sonuç: Garip akımı aslında neden ortaya çıktı? 

Her şey değişmeye ve gelişmeye mahkumdur, bu en güzel mahkumiyettir. Şiir de değişmek ve gelişmek zorundaydı, bunu yapmak da üç genç şaire düştü. Onların açtığı yoldan yürüyen sayısız şair var. Trafik tıkandığı zaman yeni bir yol açılması gerekir ve bu yollardan bir tanesi de Türk şiiri için Garip akımıdır. Gel gör ki onlardan bile geriye kalan bir garip Orhan Veli olmuştur.

Türk şiirinde yeni bir dönemin başlamasına vesile olan Garip akımı nedir, temsilcileri kimlerdir, özellikleri nelerdir gibi merak edilen soruları yanıtlayarak Garipçiler hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Garip akımı, şairleri ve şiirleri hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir