Topal Osman Ağa’nın Milletvekili Ali Şükrü Bey’in öldürülmesinden sorumlu tutularak öldürüldüğü belirtilen teklifte, 2 Nisan 1923 tarih ve 320 Sayılı TBMM Kararıyla gömüldüğü yerden çıkarılarak TBMM kapısı önünde naaşının asılarak teşhir edildiği vurgulandı. Teklifle bu TBMM kararının kaldırılması istendi. MHP liderinin yanı sıra MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut ve MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı’nın imzasını da taşıyan üç maddelik teklifin gerekçesinde “Tüm hayatı boyunca büyük bir vatanseverlik örneği göstermek suretiyle, Türk Milleti’nin bağımsızlık mücadelesine emsalsiz katkılar sunmuştur. Millî Mücadele yıllarındaki özverili mücadelesi her kesim tarafından kabul edilen Topal Osman Ağa; 27 Mart 1923 tarihinde Ankara’da aniden ortadan kaybolan Milletvekili Ali Şükrü Bey’in öldürülmesinden sorumlu tutulmuştur. 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa çıkan çatışma neticesinde yaralı olarak ele geçirilmiş, savunma yapmak imkanına sahip olamadan öldürülerek gömülmüştür” denildi.
TOPAL OSMAN KİMDİR
Giresun’un Hacı Hüseyin mahallesinde doğdu. Ticaretle uğraşan Feridunzâde Hacı Mehmet Efendi’nin oğludur. Düzenli bir eğitim görmedi, genç yaşta kayıkçılık yapmaya başladı. 1912’de Balkan Savaşı’na askerlik bedeli ödendiği halde gönüllü olarak katıldı. Çorlu yöresindeki çatışmalarda diz kapağından yaralandı. Bundan dolayı “Topal” lakabıyla anıldı. Giresun’a döndükten sonra I. Dünya Savaşı’na kadar ticaretle uğraştı. Savaşın başlaması üzerine Doğu Karadeniz bölgesinde Ruslarla iş birliği yapan Rum ve Ermeni çeteleriyle mücadeleye girişti. Kurduğu milis güçleriyle Giresun ve yöresinde söz sahibi oldu. Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın doğu cephesindeki faaliyetlerinde aktif görev aldı. Batum cephesinde 700-800 gönüllüsüyle Ruslara karşı savaştı. Bölgede hükümet işlerine karıştığı gerekçesiyle hakkında türlü şikâyetler yapılmaya başlandı. 25 Ağustos 1916’da Sivas Dîvân-ı Harbi’nde muhakeme edildi ve bir süre göz altında tutuldu. Giresun’a dönüşünün ardından şehrin tek hâkimi durumuna geldi, 1917’den itibaren Harşit vadisinde Ruslara karşı çarpıştı. 1918’de Rus birliklerinin geri çekilmesiyle Batum’a cephane taşımaya başladı. Bu vesileyle bir süre Batum’da kaldı.
Mütarekeden sonra Giresun’a dönünce hastalığı sebebiyle görevinden istifa eden belediye başkanı Dizdarzâde Eşref Bey’in yerine başkanlığı devraldı. Aynı zamanda Giresun Müdâfa-i Hukuk Cemiyeti’nin başına geçti. Trabzon’da bir kongre toplayıp silâhlanmaya başladı. İzmir’in Yunanlılarca işgali üzerine 17 Mayıs 1919’da Giresun’da büyük bir miting düzenledi, ayrıca Pontus devleti kurma faaliyetlerine karşı silâhlı mücadeleye girişti. Bu sırada tehcir suçlusu olarak yargılanmak üzere İstanbul’a getirilmesi istendi; İstanbul Dîvân-ı Harbi tarafından tutuklanmasına karar verildi. Bu sebeple şehirden kaçarak Keşap bölgesine gitti. Rum çetelerinin Türk köylerine düzenledikleri baskınlara misillemeler yaptı. Dokuzuncu Ordu müfettişliğine tayin edilen Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçtiği sırada Havza’dan sadârete gönderdiği 5 Haziran 1919 tarihli raporda bu konuya da yer verdi. Tehcirden dolayı kaçak durumunda bulunan Topal Osman Ağa’nın çetesinin önemli olduğunu, bundan dolayı Giresun ve doğusunda asayişsiz bir hareketin görülmediğini yazdı. Bu arada dağlara çekilen Topal Osman teslim olup silâhlarını bırakması şartıyla affedileceği yolundaki teklifleri reddetti; milletin selâmeti için âdilâne bir barış yapılıncaya kadar silâh bırakmayacağını bildirdi. Trabzon valisine Topal Osman’ı ölü veya diri ele geçirme görevi verilince takibine bir nizâmiye taburu ile bir süvari bölüğü gönderildi. Giresunlular ise artan Pontus tehlikesine karşı Karahisar’a adam yollayıp Topal Osman’dan yardım talebinde bulundu.
8 Mayıs 1919’da, içinde Yunan Kızılhaç Heyeti’nin bulunduğu bir geminin limana gelmesinden cesaret alan Rumların 11 Mayıs’ta Taşkışla denilen Rum okuluna beyaz renkli Yunan Kızılhaç bayrağı çekmeleri ve taşkınlığa başlamaları, 5 Haziran’da mavi-beyaz renkte 20 m. uzunluğunda bir Pontus bayrağı asmaları üzerine Topal Osman Giresun’a geldi ve bayrağı indirip fâilleri cezalandırdı. Ardından tekrar Karahisar’a döndü.
23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresi’ne Giresun’u temsilen katılan Ali Naci (Duyduk) ile İbrâhim Hamdi (Elgen) beylerin kongrede Mustafa Kemal Paşa’ya muhalif tutumlarını duyan Topal Osman bu iki delegeyi kongreden sonra Giresun’dan uzaklaştırdı.
Bu arada Topal Osman, Millî Mücadele’nin propagandasını yapmak için 17 Şubat 1920’de Gedikkaya adlı haftalık bir gazete çıkarmaya başladı; başyazarı da kendisiydi. Gedikkaya yirmi altı sayı devam edebildi. 28 Mart 1920’de incelemelerde bulunmak amacıyla Karadeniz bölgesine gelen Amerikan heyetini belediye reisi ve Müdâfaa-i Hukuk reisi sıfatıyla ağırlayan Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa’nın Rumların katliamını değil aksine korunmasını emrettiğini belirtti. Büyük Millet Meclisi hükümetinin kurulmasının ardından Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf çekerek kayıtsız şartsız millî hükümetin hizmetine girdiğini bildirdi.
1921 Martında Topal Osman, emrindeki 550 mevcudu ve dört dağ topu ile birlikte Koçgiri ayaklanmasını bastırmak için Sivas’a gitti. Giresun alayı Refahiye bölgesinden başlayarak âsilere karşı başarılı bir harekât gerçekleştirdi. Bu sırada Topal Osman sayesinde Giresun’da hiçbir faaliyet yapamayan Pontusçuların yeni merkezi İtilâf devletlerinin gözetimindeki Samsun oldu.
Topal Osman, Sakarya savaşı öncesi Samsun’da toplanan Giresun alaylarıyla 14 Temmuz 1921’de Batı cephesine hareket etti. Sakarya savaşında Yûsuf İzzet Paşa grubunda 47. Alay komutanı olan Topal Osman 25 Ağustos’taki Mangaltepe taarruzuna katıldı; 15 Eylül’e kadar bütün muharebelerde bulundu. Kendisine kaymakamlık (yarbaylık) rütbesi verildi. Yunanlılara karşı Büyük Taarruz’un sonuna kadar yapılan muharebelere katılan Topal Osman 21 Aralık 1922’de Giresun’a döndü. Bir süre belediye işleriyle ilgilendi ve ardından Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle tekrar Ankara’ya gitti.
Burada muhafız taburu komutanlığı görevi yaptı. Büyük Millet Meclisi’nde muhalif gruplar arasındaki çekişmeler onu da etkilemeye başladı. Muhalefetin önde gelen isimlerinden Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey’in ansızın ortadan kaybolması büyük bir karışıklığa yol açtı. Onun 27 Mart 1923 Salı akşamı Merkez Kıraathanesi’nde oturmakta iken Cumhurbaşkanlığı Muhafız Taburu Komutanı Topal Osman’ın adamlarından Mustafa Kaptan tarafından çağrıldığı ve Topal Osman’ın evinde boğulduğu anlaşıldı. Bunun üzerine Mustafa Kaptan tutuklandı, Topal Osman’ın tutuklanması için de karar alındı. Jandarma zâbiti Kemal Bey, Mühye köyünün doğusunda Dikmen deresinin başlangıcında bir yerde Ali Şükrü Bey’in cesedini buldu. Meclis cinayet fâillerinin hemen tutuklanmasını isteyince hükümet zanlı durumundaki Topal Osman’ın yakalanmasını emretti. Yapılan baskılar üzerine Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, yeni muhafız tabur komutanı tayin edilen İsmail Hakkı Bey’e Topal Osman’ın yakalanması emrini verdi. Çıkan çatışmada Topal Osman ölü olarak ele geçirildi.
Giresun Kalesi’nde Kurban Dede’nin mezarının yanına defnedildi. Ardından mezarı Atatürk’ün emriyle Giresun’da bugünkü yerine nakledildi. İyi bir eğitim almamış olmasına rağmen vatanperver kişiliği, Millî Mücadele’ye katkılarıyla dikkat çeken Topal Osman, Pontus hareketinin engellenmesinde rol oynamıştır. Ali Şükrü olayı ise onun Atatürk’e bağlılığının bir sonucudur.