Sabah yazarı Engin Ardıç “Yalıkavak cinayeti” başlıklı bugünkü yazısında Gazeteci Yazar Ertuğrul Özkök’ü hedef aldı.
Hayatında bir kez 20 yıl önce Cem Uzan’ın sofrasında “Chateau Petrus” şarabı içtiği ifade eden Engin Ardıç, “Ama o masada “Romanee Conti” falan da içildi. “Chateau d’Yquem” de içildi. Ertesi sabah karaciğerim patlamak üzereydi. Kaşıntı bastı, dört gün geçmedi. Bu kadar lüks bizim memur çocuğu ciğerine büyük gelmişti. İşte böyle Ertuğrul, yazının buraya kadarı senin için.” ifadelerini kullandı.
Engin Ardıç şunları kaydetti:
“Bundan sonrası da senin ve senin gibiler için.
“Sizin” Yalıkavak’ta 51 bin lira hesap geliyormuş…
Kimine 51, kimine 36, kimine 56…
Tutturabildiğine.
Fiko Ocakbaşı diye bir yer varmış.
Orada bir şişe Chateau Margaux 38 bin lira.
Gerçi Fiko ve Chateau Margaux pek yan yana gelir kavramlar değil ama…
Hesaba bakınca anlıyorsun hikmetini:
Babagannuş 180 lira, muhammara 200 lira, gavurdağı salata 155 lira, çiğ köfte 130 lira… Küşleme de var, 600 lira… Bıcı bıcı 660 lira (O da nedir lan?)
Margaux bunlarla iyi gider.
Belki garson “Köpeköldüren” getirdi de müşteri “Taha haso bir şarap yok midir?” diye sordu… Sonra da “Eyi, hadi tök, tök” dedi… “Aha bu margo taha haso bir şaraptır agam”…
Afiyet olsun.
***
Bu gibi yerlerde her gün, her akşam cinayetler işleniyor.
İnsanlık onuru katlediliyor.
51 bin lira… Gora filminde Arif Işık’ın dediği gibi, o parayla iki ay geçinen aile var. Beş ay geçinen de var.
Para benim değil mi, istediğim gibi harcarım… Öyle mi ağam?
Dikkat et de günün birinde seni de harcamasınlar.
Bu kadar görgüsüzlük, bu kadar hırtlık, bu kadar ölçü bilmezlik, bu kadar küstahlık bakalım Türkiye’ye ne getirir?
Kan, ter ve gözyaşı… Gibi geliyor bana.”
Odatv.com