Şans Sohbetleri: Ödeme sisteminde akış kesilmemeli

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ bu hafta Şans Sohbetleri’nde, finansmana erişim sıkıntılarının yaşandığı bir ortamda, piyasadaki likidite akış hızının önemine dikkat çekti. Güldağ üçüncü çeyrek sonrası piyasada ‘sıkışma’ yaşanacağı yönündeki kaygıları aktarırken, Ağaoğlu ödeme sistemlerinde ‘kan akışının’ durmaması gerektiğini vurguladı.

Piyasalardaki son fiyatlamaları değerlendiren Ağaoğlu, ECB’nin faiz hamlesinin ardından yükselen Euro/Dolar paritesinin 1.0450’ye doğru hareketini sürdürebileceğini söyledi. Brent petrolde 110 dolara doğru yeniden yükseliş bekleyen Ağaoğlu, altın ve gümüş fiyatlarında ise yavaş yavaş dip oluşumu başlayacağını ifade etti.

Güldağ: Merkez Bankası, yedinci toplantıda da politika faizini yüzde 14’te bıraktı. PPK metninde artan küresel resesyon ihtimaline, buna bağlı cari denge riskine ve istihdamdaki iyileşmeye vurgu yapılmış. İvmesini kaybettiği gözlense de kredilerin amacına uygun kullanıp kullanılmadığının da yakından takip edildiği belirtilmiş. Nasıl yorumlarsın diye sözü sana bırakayım.

Ağaoğlu: Öncelikle art arda sabit tutulan faiz kararına ilişkin bir politika metni oluşturmaya çalışan arkadaşlara “kolay gelsin” diyorum. İşleri çok zor. Bu kadar faiz belirsizliğinin olduğu bir ortamda Merkez Bankası’nın da işi hayli zor. 14’te tutma kararı bile zor. Açıklamada benim dikkatimi çeken noktalardan biri; “İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir” ifadesi. İstihdam rakamıyla ilgili kişisel olarak şüphelerim var. Öte yandan cari denge için risk vurgusu yapılmış ama, turizm kaynaklı güçlü iyileşmenin devam ettiği de belirtilmiş. Turizme bel bağlamış durumdayız ama sezon bitti nerdeyse. Buradan çok büyük bir katkı gelmesini bekleyerek politika setimizi kurguladıysak işimiz gerçekten zor!

Güldağ: Faiz toplantısı önemini neredeyse yitirdiği için piyasa fiyatlamalarında da bir değişim görmedik. Dolar/TL kuru 17.70 seviyelerinde. Açıkçası piyasa da; liralaşmayı teşvik eden politikalarla kurdaki yükselişin kontrol altına alınacağına ve enflasyonun düşürüleceğine ihitmal vermiyor.

Ağaoğlu: İş mikro yönetime kadar indi. Merkez Bankası’nın politika faizinde hiçbir değişikliğe gitmemesi ve PPK metni kimi şaşırttı dersen, kimseyi şaşırtmadı. Dediğin gibi kimsenin açıkçası bir parametre olarak bile dikkat etmediği bir değişken haline geldi. Benim dikkat çekmek istediğim önemli bir konu var. TL kredi kullanımlarına getirilen kısıtlar, önümüzdeki dönemde başka problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilecek diye düşünmeye başladım.

Güldağ: Ne gibi problemler doğuracak?

Ağaoğlu: Ekonomilerin en temel ihtiyacı olan şey likiditedir. En kritik konuların başında ödeme sistemleri geliyor. Ödeme sistemlerinden de kastım çek, senet, nakit para, kredi kartı, havale ve benzeri… Benzeri dediğimin içinde de bir yığın şey var. Bu ödeme sistemlerde herhangi bir yerde aksaklık ortaya çıkacak olur ise işler daha karmaşık hale gelebilir. Yani birisi kredi kullanamadığı, küçücük bir çekini dahi ödeyemediği, çekinin arkası yazıldığı durumda veya bir senedini ödeyemediği durumda kartopu etkisi yaratabilecek ve arkasından bir çığa dönüşebileceği probleme doğru gidebiliriz. “Piyasada para dönmüyor” dediğimiz şey paranın dönüş hızı. Vücutta dolaşan kan olarak adlandırabileceğim bu likidite ya da nakit akışı, yani paranın dönüş hızı iyice düşecek olursa, hak etmeyen şirketlerin dahi ödemelerini yapmakta zorluk çekeceği problemlere doğru giderse durum kritik bir hal alır. Bu kadar çok mikro müdahale, faydadan çok zarar getirme riskinin çok arttığı bir durum ortaya çıkarıyor.

Güldağ: Tamamen katılıyorum. Önceki sohbetimizde, kendi sektörünün neredeyse yüzde 10’unu temsil eden bir şirketimizin CFO’sunun ağzından aktarmıştım, nakit akışının önümüzdeki dönemde en fazla can sıkacak problem olabileceğini… Faiz artırıldı, artırılmadı ayrı ama finansmana erişim meselesi gerçekten çok önemli. Herkes eylül, ekim gibi sıkışma bekliyor piyasada. Bunun sürekli dile getiriliyor olması da zannediyorum artık kendini doğrulayan bir kehanet haline gelmeye başlayacak.

Ağaoğlu: Çok doğru. O yüzden ödeme sistemlerine çok ama çok özen gösterilmesi gerekiyor. Kan akışının durmaması şart.

Güldağ: İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da İkinci 500 Büyük raporunda, finansmana erişim probleminin zincirleme etkilerine dikkat çekti. İkinci 500 verilerinin endişe verici olduğunu ifade ediyor. Ki bu tespitler 2021 verilerine ait. Yani bugün daha da güçlenmiş vaziyette. O açıdan bu zincirleme etki, ödeme riskleri gerçekten şu anda en önemli konu. Herkes yatırımı şu anda bir kenara bıraktı, “işimi nasıl döndüreceğim” diyor. Çünkü bankalarla sanayiciler, iş dünyası arasındaki kredi piyasası 1’se, öbürü 5. Şirketlerin birbirleri arasındaki birbirlerini destekleyen sistemler 5. İSO raporunda, sanayicilerin bankalara olan borçlarından çok daha büyük bir hızla başka firmalara olan borçlarının artması yeni bir durum olarak gösterildi.

Ağaoğlu: Ülkede döviz tarafında yaşanan sıkıntılar, faizlerdeki belirsizlik sanayicilerin işini zorlaştırıyor. Finansmana erişim ve bunun yaratacağı sıkıntıları önceki programımızda da konuşmuştuk. BDDK, TL kredi için döviz şartı düzenlemesi netleştirmek amacıyla bir açıklama yaptı ama o da çok işe yaramadı. Halen daha TL kredi kullanımında belirsizlik devam ediyor. Hadi diyelim koşulları yerine getirdiniz. Kaçtan kullanacaksınız, hangi vadede kullanacaksınız? O vadeyi buldunuz, fiyatı bulmak zor. Diğer taraftan şu anda 3 aylık faizlerin yüzde 40’lara yaklaştığı ortamda döviz tarafında da bunca çabaya rağmen başka bir takım problemler de ortaya çıktı. DTH faiz oranları da artmaya başladı. Şimdi 4-5 bandında olan faizler, 5,5-6 bandına geldi aylık mevduatlarda. İşin bir başka boyutu TL kullanamıyorsunuz diyelim bir şirket olarak, ama döviz kullanabilme imkanınız var. 2018’de çıkan kural gereği.. Halen daha döviz kullanabilme isteğiniz varsa bu sefer döviz kredisinde en düşük faizler 9, 9,5’larda. 12, 13, 14, 15’ler havalarda uçuşuyor.

Güldağ: TCMB’yi az önce konuştuk ama programımız esnasında Avrupa Merkez Bankası da faiz kararını verdi. 11 yıl sonraki ilk faiz artımı 50 baz puanla geldi. Etkilerini ve bundan sonraki yansımalarını önümüzdeki programda ayrıntılı konuşuruz. Ama bu noktada asıl ihracatçılarımızın yakından takip ettiği pariteyi sormak isterim…

Ağaoğlu: Benim beklentim en az 50 baz puanla başlayacağı yönündeydi. Çünkü aynı hatayı Fed yaptı biliyorsun. Yani bana göre 50 baz puanla başlaması gerekiyordu, doğru adım attı. Euro/Dolar’da ilk tepki olarak 1.03 doğru bir hareket gördük. Bence bundan sonra 1,0450, 1,0525 gibi ilk hedefi var. Biraz daha toparlanabilir Euro. Ama Fed cephesi de önemli tabii.

Güldağ: Avrupa’yı konuşurken bir parantez de siyasi arenaya açsam. İtalya Başbakanı Draghi istifasını sundu ve erken seçim gündemde.

Ağaoğlu: Avrupa Birliği içinde bir istikrarsızlık zaten Ukrayna- Rusya savaşı sırasında Almanya’da Merkel’in görevi bırakıp yeni başkanın gelip büyük oranda NATO’nun dümen suyuna girmiş olmasıyla başladı. Politik olarak da çok güçlü bir Avrupa Birliği resmi ortaya koymuyor. İtalya’da siyasi kriz çok mu önemli dersen. Almanya’nın en fazla alacaklı ülkelerinden biri İtalya diyeyim sana.

Tarımsal emtia fiyatlarında düşüş sona yaklaşıyor

Güldağ: Son düzenlemeler ihracatçı firmaları biraz daha emtia tarafına yöneltti. Yüksek fiyatlardan stok yapılmıştı, şimdi paçal hale getirilmek isteniyor. İhracat pazarlarımızda ve siparişlerde durgunluk etkileri görülüyor ama ona rağmen siparişlerin sürmesi biraz emtiaya yöneltmiş vaziyette.

Ağaoğlu: Tarımsal emtia hızlı yükselmişti, hızlı düştü. Tahıl koridoru meselesi önemli. Görüşmeler sonuçlanmak üzere ve bence tahıl koridoru açılacak. Yani dünyanın ihtiyaç duyduğu bir durum. Özellikle Afrika itiraz ediyor. Afrika’nın itirazına kayıtsız kalamayacak dünya. O yüzden o koridor açılacak, bu da fiyatları aşağı yönlü baskılıyor. Buradan daha aşağı iner mi; ben tarımsal emtia tarafında yavaş yavaş sona yaklaştığımızı düşünüyorum.

Güldağ: Özellikle pamuk fiyatlarındaki yüzde 40’a ulaşan gerileme dikkat çekiciydi. Çin, Pakistan, Bangladeş, Vietnam’ın üretimleri aşağı çekiliyor. Hindistan keza öyle. Bu açıdan bakınca fiyatlar bir miktar daha iner beklentisi de var. Acaba buralardan girsek mi düşüncesi var…

Ağaoğlu: Pamukta 90, hatta önceden görülen 80 seviyesi var. Bence kritik düşük seviyelerden biri. Daha aşağıya düşmesini ben çok makul görmüyorum. Geçen sene eylül ayından sonra yaşanan son sert hızlı yükseliş vardı. 150’ye kadar çıktı yani pamuğun balyası. Pamukta 90- 95 bölgesi kısa vadede taban olacak gibi görünüyor. En azından 85 -95 bölgesi emniyetli, maliyetli denebilecek seviyeye gibi.

Petrol yeniden 110 dolara gelir

Güldağ: Geleneksel petrol sorusunu da yönelteyim. Bir iniyor bir çıkıyor, geçekten şaşırttı piyasayı.

Ağaoğlu: 96,5 dolar 200 günlük hareketli ortalama. Altını bir denedi. Bu seviye bir anlamda müdafaa seviyesi pozisyonlar için. Aşağı kırılırsa , ki yakın zamanda beklemiyorum, 85 dolarların önü açılır. Ondan önce ben yeniden 110 dolarlara doğru hareket olacağını düşünüyorum. Çünkü bu kolay kolay bitecek bir mücadele değil, uzunca sürecek.

Güldağ: Oportünizm de hat safhada…

Ağaoğlu: Manipülasyon, spekülasyona, spekülasyon manipülasyona karışabiliyor. Tabii ki bunun içinde Rusya’nın şantajları da var. Kuzey Akım, Rusya’nın elindeki en güçlü silah enerji konusunda. Onu da şimdi kullanmak isteyeceklerini zannetmiyorum. Ki yeniden gaz akışı başladı. Yazın, sıcak hava daha henüz erken. Karakış var, o zaman denerler diye düşünüyorum. ABD ham petrolünde durum biraz daha farklı. ABD’de özellikle tatil sezonunun yavaş yavaş ortasına yaklaşıyoruz. Ağustos sonu itibariyle kış fırtınaları fiyatlanmaya başlayacak. Ona da henüz erken diyorum.

Altında 1615’lerin altı zor görünüyor

Güldağ: Ons altın 1680 dolarla Ağustos 2021’den bu yana en düşük seviyeleri gördü. Yanılmıyorsan Mart 2021’de de 1677 dolara kadar gerilemişti. Nasıl yorumlarsın?

Ağaoğlu: 1680 önemli dip seviye. Buradan bir tepki geldi ve 1700’ün üstüne attı kendini. Aşağı yönlü hareketin devamı gelirse 1615’lerin altına inmesini beklemiyorum. Gümüşte çoklu teknik seviyenin bir araya geldiği yer 18,25. Faiz artışları fiyatların içinde. Dolar likiditesine olan talep altın ve gümüşte de satışı getirdi. Altın ve gümüşün yavaş yavaş dip oluşumu yapmaya başlayacağını düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir